Tek ve gerçek adı Kürdistan Cumhuriyeti'dir
Yarın başkenti Mahabad olan Kürdistan Cumhuriyeti’nin, yani Kürtlerin yanlış adlandırmasıyla söylersek Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü. 22 Ocak 1946’da ilan edilen Kürtlerdeki bu bağımsızlık deneyiminin asıl adı Kürdistan Cumhuriyeti olmasına rağmen hala da kimi siyasi partiler, kurumlar, siyasetçi ve yazarlar yanlış adıyla bu deneyimi yad ediyorlar. Dönemin belgelerinde ve kayıtlarında ‘Mahabad Cumhuriyeti’ veya ‘Mahabad Kürt Cumhuriyeti’ gibi adlandırmalar olmamasına rağmen bu isimler nasıl ortaya çıktı ve yaygın bir biçimde kullanılmaya başlandı? Bu konuya dair dönemin şahitleriyle çokça görüşmeler yapmış ve belgeleri hakkında yetkin bir isim olan, araştırmacı yazar Kakşar Oremar’la konuştuk. Kakşar Oremar yazdığı yazılarda ve verdiği seminerlerde bu yanlış kullanıma dair daha önce de eleştiriler yapmıştı.
Kakşar Oremar ‘her ne kadar coğrafik sınırları az olsa da, manevi gücü büyük ve genişti’ dediği Kürdistan Cumhuriyeti’ni kısaca şöyle tarif ediyor: ”Cumhuriyetin sınırları Mukriyan bölgesinden Aras Nehri sınırına, Doğu Kürdistan’ın kuzeyindeydi. Cumhuriyetin sınırları içerisinde 800 bin kişi ikamet ediyordu. Birçok belge de gösteriyor ki Kürtlerin cumhuriyeti bağımsız bir kimliğe sahipti.”
Mahabad devletin başkentiydi
Belgelere ‘Kürdistan Cumhuriyeti’ olarak geçen bu deneyimin ismine dair Kakşar Oremar şu örnekleri sıralıyor: ”Kürtlerde Mahabad Cumhuriyeti ya da diğer adıyla Mahabad Kürt Cumhuriyeti adında bir oluşum yok ve bu adlandırma kabul edilemez de. Döneme dair yaptığım araştırmalar, şahitlerle görüşmelerimde, yazdığım makalelerde tek bir gerçek çıkıyor. Bu oluşumun adı Kürdistan Cumhuriyeti’dir, Mahabad Cumhuriyeti değildir. Mahabad devletin başkentiydi. Bu şekli adlandıranlar da ya bihaberler ya da bilinçli olarak dönemin kazanımlarını küçük göstermek için bu adı kullanıyorlar.
İranlılar cumhuriyetin yıkılışından sonra, onu ‘Cimhuriyê poşalî’ yani devamı olmayan, güçsüz, temelsiz olarak adlandırdılar. Onlar, o dönemde saltanatla devleti yönetmelerine rağmen bu deneyim için ‘cumhuriyet’ kelimesini kullanmışlar ve Kürtlerin sınırları belli bir bağımsız devleti kurduklarını da biliyorlar. Zira uzun yıllar İran konuyla ilgili araştırmacıların önünü kapattılar. Benim de 1994 yılında kendisiyle söyleşi yaptığım cumhuriyetin Eğitim Bakanı olan Menaf Kerimi ki bağımsızlıkçı ve Qazî’nin takipçisiydi devletin hala gözetimi altındaydı.
Kürdistan’ı ilan etmekten yargılandılar
Bu hususta Kürdistan Cumhuriyeti ismine dair somut birkaç şey söylemek istiyorum.
Kurdistan gazetesinin 8. sayısından 19. sayısına kadar cumhuriyetin kuruluş yıldönümü veya bayrama dair birçok ilginç yazı kaleme alınmış. En ilginç örnek şu haber başlığı ‘Cejinî êstiqlalî Kurdistan’dır, ki Kürdistan Bağımsızlık Bayramı anlamına gelir. Zaten bir şehrin ismi bağımsız bir devletin ismi olamaz.
Dönemin fotoğrafları da tarihi belgelerdir. Kültür Bakanlığı’nın tabelasını gösteren fotoğrafta da şu ibare vardır: ‘Dewletî Cemhurî Kurdistan- Wezaretî Ferheng’ (Kürdistan Cumhuriyeti Devleti- Kültür Bakanlığı).
Cumhuriyetin yıkılışından sonra İran devleti Qazî’yi ve arkadaşlarını ‘İran sınırları içerisinde bağımsız Kürdistan ilan etmek’ten yargıladı. Bundan daha sahih ve açık bir belge var mı? Hem de Kürdistan Cumhuriyeti’ne düşman bir anlayış bunu söylüyor.”
Bir kitap ve çevirisi
Peki bu ad nasıl ortaya çıktı ve Kürtler arasında nasıl kabul gördü sorusuna Kakşar Oremar bir kitap adıyla cevap veriyor: ”The Kurdish Republic of 1946’’. Amerikalı diplomat Wiiliam Lester Eagleton’un 1963 yılında İngilizce kaleme aldığı kitap ‘Mehabad Kürt Cumhuriyeti 1946’ adıyla Mehmet Emin Bozarslan’ın Arapçadan yaptığı Türkçe çeviri ile 1976 yılında İstanbul’da, 1989 yılında ise Almanya’da yayımlanır. Türkçe çevirisi birçok Kürt yazar ve tarihçi için o dönemde başucu sayılabilecek bir kaynaktı. Bu kitabın Türkçe çevirisinin yaygınlaşması ile beraber ‘Mahabad Kürt Cumhuriyeti’ söylemi de yaygınlaşır.
Kakşar Oremar şunları söylüyor: ”1961 yılında Amerikalı diplomat William Lester Eagleton Kürdistan’a geldi ve kitabı kaleme almaya başladı. Hiç şüphe yok ki SAVAK’ın (Şahlık dönemindeki istihbarat örgütünün adı İ.B) bazı şartlarını kabul ederek. Mahabad, Urmiye, Selmas’ta cumhuriyet deneyimi üzerine bir alan araştırması yapmıştı. Bütün bilgileri Menaf Kerimi, Seidxan Homayan, Omerxanê Şikak ve diğer aydınlardan almıştı. O kasıtlı ya da SAVAK’ın isteği üzerine Kürdistan adını değil Mahabad adını kullanmıştı kitapta. 2005 yılında Eagleton’u Hewlêr’de cumhuriyet için düzenlenen festivalde gördüm. Kitabın adını ona sorduğumda bana şu cevabı vermişti: ‘O kötü şartlarda bu kitabı hazırlayana kadar çok zorluk çektim. O kadar kolay değildi SAVAK’ın her yerde hareketini takip ettiği bir ortamda Kürdistan Cumhuriyeti’nin önderleri ve bakanlar kurulu ile görüşmeler yapmak. Kimse sorularıma cevap vermeye yanaşmıyordu, hatta bazı eşraf ve şeyhler devletin korkusundan Qazî ve cumhuriyetin kuruluşu aleyhinde konuşuyordu.”
Kendi terminolojimiz
Son olarak kendi tarihimiz hakkında fikir sahibi olmalı ve kendi terminolojimizle olay ve olguları okumalıyız diyen Kakşar Oremar, ”Tüm bunların dışında Kürdistan Cumhuriyeti kendi döneminde siyaset, kültür ve basın alanında bir rönesans gerçekleştirdi. Bu sebeble Kürdistan Cumhuriyeti cesaret, demokrasi, modernite ve Kürdistan için bir model anlamına geliyor. Ömrü kısa, fakat kazanımları çoktu. Günümüze kadar da etkilerini Kürdistan toplumu üzerinde gösteren, kazanımlar bunlar. Cumhuriyetin kuruluşundan önce Kürtler arasında ‘ulusal duygular’ fazla etkili değildi. Öngörülü ve güçlü lider Simkoyê Şikak’tan sonra merkezi İran devleti sistematik bir biçimde Kürtlere asimilasyon ve tehcir politikalarını devreye sokmuştu. Cumhuriyetin kuruluşundan önce de J.K (Komeley Jiyanewey Kurd) Kürt aydınlanmasının seviyesini yükseltmişti” diye konuştu.
Bu söyleşi 21 Ocak 2019 tarihinde Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlandı.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen