- Hawar, Ağrı’da henüz direniş devam ederken çıkamayan Kurdistan gazetesi tartışmalarının bir sonucudur. Daha doğru bir ifadeyle söylersek: Ağrı’da savaş zamanı çıkamayan Kurdistan gazetesi, daha sonra Hawar dergisi olarak karşımıza çıkacaktır.
Yakın dönem Kürt siyasetinin merkezi veya çeperinde bulunmuş oluşumların gerçekleşmeyen çok sayıda projesi vardır. Bu kimi zaman kurulmak istenen bir örgüt kimi zaman çıkarılmak istenen süreli bir yayın olmuştur. Bu yazının konusu da bu projelerden biri olan Xoybûn örgütünün çıkarmak istediği Kurdistan gazetesidir. Bu proje ile beraber neredeyse bir ezber haline gelen “Celadet Bedirxan veyahut Xoybûn, Ağrı’daki Kürt isyanı yenilgiyle sonuçlanınca kültürel çalışmalara ağırlık verdi” görüşünün de sorunlu olduğunu anlatmaya çalışacağız. Yine eldeki verilerden yola çıkarak Hawar dergisinin Xoybûn örgütü ile olan ilişkisine de ışık tutulacaktır.
Çıkarılmak istenen Kurdistan gazetesi
Jordi Tejel Gorgas’ın hazırladığı “Kürt Milli Cemiyeti Xoybûn - İlk Milliyetçi Kürt örgütüne Dair Efsaneler ve Gerçekler”, Fransızcadan Heval Bucak’ın çevirisiyle geçtiğimiz yıl Avesta yayınlarından çıkmıştı. Kitapta Xoybûn örgütüne ait istihbarat raporları, belgeler yer alıyor. 21. Belge, Xoybûn adına yayımlanan, bu yazının da konusu olan çıkarılmak istenen Kurdistan gazetesi hakkında. Orijinali muhtemelen Fransızca olan ve tarih bilgisi bulunmayan bu belge ile ilgili Jordi Tejel Gorgas, yukarıda sözünü ettiğimiz görüşün etkisinde kalmış olacak ki, “kültürel aktivitelere geçişi haber veren bu broşürün” muhtemelen 1932 tarihli olduğu çıkarımında bulunuyor. 1932 yılını işaret etmesinin sebebi, aynı yıl Hawar’ın yayın hayatına başlamasıdır. Yukarıda da belirtildiği gibi Kürt tarih yazımında Hawar’ın çıkışının Ağrı’daki yenilginin ürünü olduğu, bu yenilgiden sonra Hawar’ın ortaya çıktığı, kabul gören bir görüştür. Fakat birazdan göreceğimiz gibi Hawar, Ağrı’da henüz direniş devam ederken çıkamayan Kurdistan gazetesi tartışmalarının bir sonucudur. Daha doğru bir ifadeyle söylersek, Ağrı’da savaş zamanı çıkamayan Kurdistan gazetesi, daha sonra Hawar dergisi olarak karşımıza çıkacaktır. Şimdi bu bahsi geçen Kurdistan gazetesine bir göz atalım.
‘Mısır’da kaleme alınan ve basılan gazetedir’
Avesta Yayınlarından çıkan kitapta yer alan, Xoybûn imzasıyla yayımlanan ve Kurdistan gazetesini müjdeleyen bildirinin Celadet Bedirxan’ın kaleminden çıkmış olması kuvvetle muhtemeldir. Türkiye dışında bölgede etkili olan devletleri karşısına almayacak ve siyasi tonu oldukça düşük bir dilin kullanıldığı bildiri, “Kürt kardeşlerimiz, dünyada yaşayan tüm diğer milletler gibi Kürtlerin de gazetelere, kitaplara ve neşriyatlara ihtiyacı vardır.” sözleriye başlar. Bildiride dünyada yaşayan tüm diğer milletler gibi Kürtlerin de gazetelere, kitaplara ve neşriyatlara ihtiyacı olduğu belirtilir. Gazetenin uluslar için öneminden bahsedildikten sonra Kurdistan gazetesi hakkında şu bilgiler verilir: “‘Kurdistan’ adı altında çıkacak olan gazete, 1314 (1898) yılında Mısır’da kaleme alınan ve basılan gazetedir.
Kurdistan gazetesi daha sonra sırayla İngiltere, İsviçre ve İstanbul’da yayımlanmış ve ardından Mısır’da yeniden basılmıştır.
Bu gazete şimdi de, Allah’a şükürler olsun, Suriye’de çıkacaktır.’’
Hawar’ın yüklenmiş olduğu misyonu akla getirir
Devamında gazetenin nasıl bir içeriğe sahip olacağına dair bilgiler verilir. Bu bilgiler, Hawar’ın yüklenmiş olduğu misyonu akla getirir: “Bu neşriyat bütün çabasını bilimin, sanatın ve Kürtlerin toplumsal durumunun gelişimi üzerinde yoğunlaştıracaktır. Gazetenin başlıca hedefi, Kürt dili, tarihi ve biliminin yetkinleştirilmesi için tüm imkânları kullanmak olacaktır.”
Bildiri gazetenin çıkması için yapılan şu çağrı ile son bulur: “Kurdistan’ın amacına tamamen ulaşabilmesi için dünyanın geri kalanındaki hemşerilerin maddi ve manevi yardımına ihtiyacı vardır. Öte yandan gazete, bu yardımlar sayesinde istediği biçimde çıkacak, etkili ve yararlı olacaktır.
Böylelikle Kurdistan’ı Allah’ın lütfundan ve vatan aşkından destek alarak yayımlamaya niyet ediyoruz.’’
Günlük veya haftalık düşünülmüş
Gazetenin periyodik süresinin ne olacağına dair ibare, bildiride yer almıyor fakat aylık ile yetinilmeyeceğini bildiride yer alan “Nüfusu dokuz milyonu geçen Kürt milleti, Bağdat’ta yayımlanan Zari Kurmancî dergisi dışında bir gazeteye sahip değildir. Bu dergi ayda sadece bir kez çıkar” ifadesinden çıkarmak mümkün. İlk aşamada günlük olmasa bile haftalık çıkarılacağı hesap edilmiş olabilir. Zira Hawar dergisi de 15 günde bir çıkacak biçimde yayın hayatına başlamasına rağmen asıl hedefi birkaç sayıdan sonra haftalık olarak çıkmaktı. Fakat bir süre sonra iki haftalık periyodunda bile aksamalar olur, gecikmeli çıkmaya başlar. Derginin 20. sayısında Hawar’ın bir yılını doldurması vesilesiyle Celadet Bedirxan’ın “Nivîsanoka Hawarê” sıfatıyla yazdığı yazıda, Hawar’ı 10 günde bir çıkacak biçimde çıkarmayı planladıklarını fakat buna cesaret edemediklerini belirtir.
Aynı zamanda bildiride Kurdistan gazetesinin Suriye’de yayımlanması için “hiçbir zorluk olmaksızın izin verilmiştir” bilgisi de yer alır.
Ağrı’da savaş sürerken Halep’te gazete çıkarmak
Xoybûn’un çıkarmak istediği Kurdistan gazetesinin izlerine Türk basınında da rastlıyoruz. Bu bize projenin hangi yıl duyurusunun yapıldığı hakkında da kesin bilgiler sunuyor. Vakit gazetesinin 22 Temmuz 1930 tarihli sayısında “Halepte dönen fırıldaklar” başlıklı haberde dikkat çekici bir detay var: “Dr. Şükrü Mehmet Bağdattadır, Bedirhanilerden Celâdet, Halepte (Kürdüstan) gazetesi çıkarıp kürt davasını müdafaaya yelteniyor.
Hoybunun nüfuzlu asasından Bedrihanî [Bedirhanî] Celâdet Âli [,] Kürdistan adında bir gazete çıkartmak için imtiyaz almıştır.” (Yazım hataları gazeteye ait.)
Kurdistan gazetesi fikrinin ortaya çıkışı, yayın izninin alınması ve bunun Türk basınına yansıması arasındaki süreyi düşündüğümüzde fikrin ortaya çıkışı ile haberin basında yer alması arasında en az birkaç hafta olduğunu görürüz. Xoybûn’un Ağrı’daki savaşı uluslararası kamuoyuna duyurmak için girişimleri düşünüldüğünde, bu proje için de bu amacın bir parçasıdır diyebiliriz. Haber, Ağrı’da Kürt savaşçılar ile Türk devleti arasındaki çatışmaların devam ettiği günlerden. Yani Zilan’da büyük katliamlar yaşanmış olmasına rağmen Ağrı’daki isyan henüz devam ediyor.
Türk basını gazetenin çıktığını iddia eder!
17 Ağustos 1930 tarihli Vakit gazetesinin “İran harekete geçti” başlıklı Ağrı’daki savaşın gidişatı ile ilgili haberinde “Urfa muhabirimiz” dediği Hilmi Bey’e dayandırarak aktardığı “dikkate şayan malûmat”lardan biri de yine Kurdistan gazetesi hakkındadır. Bu haberde “imtiyaz”ın da ötesine gidilerek Kurdistan gazetesinin çıktığını, hatta abone yapıldığı iddia edilir: “Ahiren cemiyetin bir de gazete çıkarmağa başlamışlardır.
Hemen her Kürdün bu gazeteye abone almasını [olmasını] milli ve dinî (!) bir borç telâkki ederek bir altın lira mukabilinde vâsi mikyasta abone yazmak için çalışmışlar ve dolaşmışlardır.’’
Türk basını aceleci davranmış olacak ki Xoybûn’dan önce davranıp gazeteyi bile çıkarmış! Bildiğimiz kadarıyla bu yılda bu adla bir gazete çıkmamıştır. Belki de Ağrı’da savaş sürdüğü esnada bir gazetenin elzem olduğu kanısına varılmış, her türlü hazırlık yapılmış fakat Kürt tarafının bozguna uğramasından sonra bu fikirden vazgeçilmiş ya da bir süre ara verilmiş. Ya da teknik veya ekonomik nedenlerle çıkmamıştır. Gazete fikrinden vazgeçilse bile iki yıl sonra Hawar dergisi çıkar. Peki Hawar dergisi ve Xoybûn örgütünün ilişkisi neydi? Hawar, Celadet Bedirxan’ın kimilerine göre Ağrı’daki yenilgiden sonra, kimilerine göre de Xoybûn’dan istifasından sonra mı ortaya çıktı?
Hawar da çıkmadan haberi gelir!
Celadet Ali Bedirxan’ın Şam’da çıkardığı Hawar dergisi, Kürt aydınlanmasının önemli köşe taşlarından biridir. Hawar dergisi daha çıkmadan Türk basının dikkatini çeker. Fransa egemenliğindeki Suriye’de resmi başvuru yapılır yapılmaz Türk basını olaydan haberdar olmuş anlaşılan. Vakit gazetesinin “Hoyboncuların gazetesi” başlığıyla “Yeni Mersin” gazetesine dayandırdığı birkaç cümlelik haberi şöyledir: “Yeni Mersin gazetesi Hoybon cemiyeti reislerinden Celâdetin Şamda Kürtçe, Arapça ve Fransızca intişar etmek üzere ‘Kavar’ isimli bir gazete imtiyazı aldığını yazıyor.” (28 Teşrinisani [Kasım] 1931-Vakit)
Türk basını, ‘Kavar’ ve ‘Hoyboncuların gazetesi’ diye andığı Hawar’ı Celadet’in çıkarmış olduğunu bilmesine rağmen Xoybûn’dan ayrı görmemiş. Zira sonraki yıllarda Celadet Bedirxan Türk basınında artık sadece Xoybûn örgütü ile anılmaz, isminin önüne “Şamda kürtçe (Havar) gazetesini çıkaran” sıfatını da ekler.
Hawar’ı Xoybûn’un bir faaliyeti olarak görür
Ekrem Cemil Paşa’ya göre kardeşi Kamiran Bedirxan’ın Xoybûn’dan uzaklaştırılmasından sonra Celadet Bedirxan, 1934 yılının yazında yapılan bir toplantıdan sonra Xoybûn’dan istifa eder. (Ekrem Cemil Paşa, Muhtasar Hayatım, Beybun Yayınları İkinci Basım, Ankara, Sayfa 67) Kadri Cemil Paşa’ya göre ise 1932 yılının Ağustos ayında bu kopmaların gerçekleştiğini yazar. (Doza Kurdistan, Zinnar Silopi, 1969, Stewr basim evi, Sayfa 166) Bedirxan efradının anı yazımında ketum davranması, bu olaya karşı tarafın gözünden bakmamızı zorlaştırıyor.*
Yıllar farklı olsa bile toplantının yaz aylarında olduğu kesindir. Hawar’ın ilk sayısının 1932 yılının Mayıs ayında çıktığı düşünülürse Celadet Bedirxan, Xoybûn’un içindeyken, henüz ayrılmamışken bu dergiyi çıkarmıştır. Hakeza Ekrem Cemil Paşa anılarında “1929 Mart nihayetinde Diyarbekir’den Haleb’e gittiğimiz vakit, Hoybûn’ü dağılmış bulduk” diyerek kendisinin ve Kadri Cemil Paşa’nın çabalarıyla Xoybûn’un 1929’da ihya ettiğini ve ihyadan sonra ise birçok ciddi ve mühim işler yapıldığını yazar. Bu “ciddi ve mühim işler”den biri de Hawar dergisi ile ilgilidir. Ekrem Cemil Paşa, kendisi ve kuzeni Kadri Cemil Paşa’nın Xoybûn içindeki etkinliğini anlattığı bölümde, “Hawar mecmuasına nesire muvaffak oldu” der. (a.g.e, Sayfa 67)
“Nesire muvaffak oldu” vurgusunda Hawar’ın çıkışını “biz” dediği özneye mal eder ki bu “biz”in sadece Kadri ve Ekrem Cemil Paşa’dan oluştuğunun da özellikle altını çizer. Bedirxaniler ve Cemil Paşazadeler arasındaki çelişki düşünüldüğünde bu yargının taraflı olabileceğini düşünebiliriz fakat nihayetinde Ekrem Cemil Paşa Hawar’ın çıkışını Xoybûn’un bir faaliyeti olarak görür.
Bir çağı kapatıp bir çağı açmak!
Hawar’ın ilk sayısında Celadet Bedirxan’ın Hawar’ın çıkış amacını anlattığı derginin ilk sayısında geçen, “Hawar bundan sonra Kürtlerin ve Kürtlüğün ihtiyacı olan şeylerle ilgilenecek. Sadece siyasetten uzak olacak, siyasete karışmayacak” sözleri Xoybûn’u dışlayan bir intiba uyandırıyor insanda. Fakat yukarıda bahsettiğimiz Kurdistan gazetesini müjdeleyen bildiride de buna benzer bir dil var. Hawar’ın Celadet Bedirxan’ın sadece bireysel çabaları ile ortaya çıktığını iddia edebiliriz. Fakat bu biraz da Xoybûn’un örgütsel yapısı ile ilgili bir durumdur. Özellikle 1928’de Kemalist rejimin çıkarttığı kısmi af ile Irak’ta bulunan ağa, bey ve şeyhlerin bir çoğunun Türkiye’ye geri dönmesinden sonra Bedirxanilerin Xoybûn içindeki hakimiyeti tam pekişmişti. Zira 1930 yılında Xoybûn adına yayımlanan birçok bildirinin altında Xoybûn imzası bulunmasına rağmen Bedirxaniler tarafından yazıldığı, bilinen bir şey. Yine aynı yıl Bedirxanilerin diplomasi alanında Xoybûn’un diğer bileşenlerine nazaran daha aktif olması, bu faaliyetlerin Bedirxanilerin değil Xoybûn’un hanesine yazılmasına engel değildir. Hülasa Celadet Bedirxan tarafından çıkarılan, çıkarılmak istenen Kurdistan gazetesini hiç hesaba katmasak dahi Hawar’ı çıkarmak fikri, iznin alınması, ilk sayılarının çıkması Celadet Bedirxan henüz Xoybûn’dayken gerçekleşmiştir.
Tarihi olaylar, ayrık kümelerden değil iç içe geçmiş kesişen kümelerden oluşur. Hawar da böyle bir sürecin ürünüdür, aniden zuhur eden bir olaydan sonra ortaya çıkmamıştır, birkaç yıldır gündemde olan bir projenin Celadet Bedirxan’ın üstün çabaları sonucu ortaya çıkmıştır. Xoybûn örgütü, desentral ve gevşek bir örgütsel yapıya sahip olması da bazı durumlarda ortaya çıkan ürünün Xoybûn örgütüne mi, yoksa o örgütün bileşenlerinden birine mi mal edileceğini zorlaştırıyor. Fakat Xoybûn zaten biraz da böyle bir örgüttü: İdealize edildiği gibi yekpare bir yapıdan çok içinde farklı sosyal ve siyasal güçleri barındıran bir koalisyondu.
* Paris Kürt Enstitüsü’nün ölümünün 40. yıldönümündü anmak amacıyla 2018 yılında Paris’te düzenlediği konferansta Kamiran Ali Bedirxan ile tanışıklığını anlatan Kendal Nezan, Kamiran Ali Bedirxan’ın bu konudaki tutumuyla ilgili şunları belirtiyor: “Emir [Kamiran Ali Bedirxan], hayatının siyasi-diplomatik yönü konusunda çok ketum davranırdı. Bu konu hakkında hiçbir şey yazmadı. Buna dair kendisine yöneltilen sorulara çoğunlukla şöyle yanıt verdi: ‘Bundan bahsetmek neye yarar ki? Büyük hayallerimiz vardı ama belirleyici hiçbir şey yapamadık.’ Ben de dahil olmak üzere dostlarının taleplerine rağmen anılarını yazmayı daima reddetmesi de şüphesiz bu başarısızlık ya da alçakgönüllülük duygusundan kaynaklanıyordu.” Kamiran Alî Bedirxan (1895-1978), Avesta yayınları, 2019
Bu yazı 5 Temmuz 2021 tarihinde Yeni Özgür Politika gazetesinde yayımlandı
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen